Quotes from The 25th Hour

David Benioff ·  224 pages

Rating: (4.1K votes)


“This life came so close to never happening..”
― David Benioff, quote from The 25th Hour


“What Slattery wants is a ring painted on concrete in the empty desert. With no living spectator around for miles, just him and the grinning demons. A chance to fight them each, one by one . . . to leave them broken and humbled, or even to lose the fights, but with nobility, and earn the respect of all the men who have showed him none. I want peace, he thinks to himself late at night. I want peace. But then he dreams of fistfights.”
― David Benioff, quote from The 25th Hour


“Polislerin canı cehenneme.güvenimize ihanet ediyorsunuz!
elini bir çocuğun pantolonuna sokan rahiplerin canı cehenneme.
onları koruyan, bizi kötülüğe yönelten kiliselerin canı cehenneme.
konu açılmışken, İsa'nın da canı cehenneme. paçayı ucuz kurtardı.
çarmıhta bir gün, cehennemde hafta sonu boyunca kaldı ve meleklerin ilahileri sonsuza dek onun için söylenecek.
Otisville' de yedi yıl yaşamayı denesene İsa!”
― David Benioff, quote from The 25th Hour


“Monty küçük tuvaletin kapısını kilitleyip, klozetin kapalı kapağının üstüne oturdu. Biri tuvalet kağıdı rulosunun takılı olduğu plastiğin üzerine, cehenneme kadar yolunuz var, yazmıştı. Kesinlikle diye düşündü o da. Ama senin de cehenneme kadar yolun var. Herkesin. Kapıdaki Fransız kadının, şarap içerek yemek yiyenlerin, siparişleri alan garsonların, hepinizin canı cehenneme. Bu kentin ve içindeki herkesin canı cehenneme. Sokak köşelerinde sırıtarak dilenen serserilerin, türbanlı Sihlerin, sarı taksileriyle birbiriyle yarışan yıkanmak bilmez Pakistanlıların da. Göğüs kıllarını alıp, memelerini büyüten Chelsea'li ibnelerin de. Hepsinin canı cehenneme. Aşırı pahalı meyvelerinden piramitler yapan Koreli manavların, onların plastik ambalajlara sarılı lale ve güllerinin de. Beşinci Cadde'de sahte Gucci satan beyaz cübbeli Nijeryalıların da. Brighton Sahili'nde küp şekerleri dişlerinin arasında tutarak çaylarını cam bardaklardan içen Rusların da. Hepsinin canları cehenneme. 47. Cadde'de elmas satan şapkalı, kirli gabardin takımlı, Mesih'in gelmesini beklerken sürekli para sayıp duran Yahudilerin de. Sokaklarda sürtenlerin, yaşlıların ve de spastiklerin de. Kendini beğenmiş, metrolarda sürekli gazete okuyan, kolonya sürünmüş Wall Street borsacılarının da. Hepsinin canı cehenneme. Washington Square Park'ta, bellerinden cüzdan zincirleri sarkan patenli punkçıların, her yere bayrak asan, otomobillerinin açık camlardan dinledikleri müziği bangır bangır herkese dinleten Porto Rikoluların da. Naylon eşofmanları ve St. Anthony madalyonlarıyla gezip, saçlarına durmadan briyantin süren Bensonhurst İtalyanlarının da. Enginarı Balducci'den, eşarbı Hermes'ten alan, büzük dudaklı, asık suratlı ev kadınlarının da. Asla pas vermeyi bilmeyen, savunma yapmayan, her turnikeye girişte bir adım fazladan atan varoş çocuklarının da. Babaları Tokyo'ya iş gezisine giderken mutfakta oturup esrar çeken okullu uyuşturucu müptelalarının da. Mavi giysileri içinde kabadayılık taslayarak dolaşan, kalın enseli, Krispy Kreme'e giderken bile kırmızı ışığı takmayan polislerin de. Knicks'in, Indiana'ya karşı oyunu nedeniyle Patrick Ewing'in, Charles Smith ve onun Chicago maçındaki başarısız uzaktan atışlarının, John Starks'ın Houston maçındaki korkunç şutlarının da canı cehenneme. Jordan'ı hiç yenemedikleri için cehennemin dibine kadar yolları var. Sürekli söylenip duran bücür Jakob Elinsky'nin de canı cehenneme. Hep sevgililerimin kıçlarına bakıp duran Frank Slattery'nin de canı cehenneme. Ben gidince özgürlüğünü ilan edecek Naturelle Rosariao'nun da canı cehenneme. Güvendiğim ama beni gammazlayan Kostya Novotyny'in de. Karanlık odasında film banyo edip duran babamın da. Karlar altında çürüyen annemin de. Bu kadar çabuk kurtulan İsa'nın da canı cehenneme. Çarmıhta yalnızca birkaç saat, cehennemde bir hafta sonu sonra melek ordusuyla eğlence. Bu şehrin ve içindeki her şeyin canı cehenneme. Astoria'daki tek katlı evlerden Park Avenue'daki dublekslere, Brownsville'deki projelerden, Soho'daki mağazalara, Bellevue Hastanesi'nden Alphabet City'deki meskenlere, Park Slope'un kahverengi taşlarına kadar her şeyin canı cehenneme. Bırakın Araplar her tarafı bombalasınlar, bırakın sular yükselsin ve bu fare delikleri yok olsun, depremler yıksın tüm bu yüksek binaları, alevler sarsın her yanı. Yaksın, yıksın, bitirsin. Ve senin de canın cehenneme Montygomery Brogan. Her şeyi mahveden asıl sensin.”
― David Benioff, quote from The 25th Hour


“Nekaj si moraš zapominiti o vodki, Jakob: vodka ne pušča madežev.”
― David Benioff, quote from The 25th Hour



“Konuş benimle, tamam mı? Konuş. Monty? Böyle yapma. Bu bizim son gecemiz." "Bizim son gecemiz değil bu. Benim son gecem. Seninse yarından itibaren önünde bir dolu lanet olası gece var. Dışarı çıkabilir, bir avukatın içki ısmarlamasına izin verebilir, Hudson' da çırılçıplak yüzebilirsin. Önünde çok zamanın var."
...
Onun yarınları olacağını, kahkahalar atıp, dostlarıyla eğleneceğini, kaldırımlarda dolaşıp, vitrinlere bakacağını, lokantalarda akşam yemekleri yiyeceğini düşününce kendini çok yalnız hissediyordu. Sigarayı elinde tuttu ama yakmadı.
Bir an yalnızca kısacık bir an Naturelle' den şüphelenmemiş miydi? O çılgın anda kadının telefonla evde uyuşturucu gizlendiği ihbarını yapmış olabileceği aklından geçmemiş miydi? O düşünceyi hemen aklından uzaklaştırmıştı sonra da. Neden böyle bir şey yapsın ki? Beni ihbar etmekten ne çıkarı olabilir? Ama bir kez insanın aklına kurt düşmeye görsün, bir daha benzer düşünceler kolay kolay zihinden atılamıyordu. Kuşku inancı giderek kemiriyordu. Ona bir daha güvenebilecek miydi? Ve eğer seninle yatan kadına güvenemezsen, en savunmasız anlarında yanında olan kadına itimat edemezsen, dünyada kime güvenebilirsin ki?”
― David Benioff, quote from The 25th Hour


“Bir dakika bekle, " dedi Naturelle. Mutfağa gidince Monty de gözleri kapalı bir halde, ağırlığını bir ayağından diğerine aktararak beklemeye koyuldu. Mutfaktaki musluktan sanki uzaklardan bir yerlerden bir alkış sesi geliyormuşçasına su damlıyordu. Naturelle elinde bir torba dolusu buzla gelip, torbayı Monty'nin yanağına bastırmasını işaret etti. Bir süre hiç kıpırdamadılar. Naturelle elini Monty'ninkinin üzerine koyup, bir süre bekledi.
Monty kadının kendisine sımsıkı sarılmasını, kulağına kimsenin kendilerini bulamayacağı bir yer bildiğini fısıldamasını diliyordu. Ona arkasından geleceğine, Otisville' de bir iş bulup her hafta onu ziyaret edeceğine söz vermesini istiyordu. Yedi senenin kötü bir rüya gibi geçeceğini sonra yeniden birbirlerine kavuşacaklarını, önlerinde daha upuzun bir ömür olduğunu, filan söylemesini bekliyordu.
Naturelle hiçbir şey söylemedi Monty de öyle. Sonunda Monty baş sallayıp, dönerek kapıyı arkasından kapattı. Poşeti ters çevirip içindeki buzların üç kat aşağı düşüşünü izledi. Sonra poşeti cebine koydu.”
― David Benioff, quote from The 25th Hour


“She's beautiful. She's the only woman - I've told you this, right? -Naturelle is the only woman I fantasize about after sleeping with her. I still do. Sometimes I'm riding the subway and all I can think about is getting home and getting her naked. p125”
― David Benioff, quote from The 25th Hour


About the author

David Benioff
Born place: in New York, The United States
Born date September 25, 1970
See more on GoodReads

Popular quotes

“Life doesn’t care what you want, other people don’t care what you want. All that matters is what you do.”
― Grady Hendrix, quote from Horrorstör


“She had read articles over the years about a man's supposed biological craving for young women: it was all about primeval procreation, in theory, the need to plant seed in fertile soil. Maybe. ... She thought of a line from Nabokov: "Because you took advantage of my disadvantage." Lolita. In this case, however, Kristin felt that she was at the disadvantage - not the young thing. The truth was, she feared, all men were Humbert Humbert. Maybe they weren't pedophiles lusting after twelve-year-olds, but didn't Lolita look old for her age? Older, anyway? Sure, there were MILFs in porn, but Kristin had a feeling that considerably more men wanted their porn stars to be students at Duke University than moms from the bleachers at a middle-school soccer game.”
― Chris Bohjalian, quote from The Guest Room


“When you come to the king, and he asks for the beautiful princess, you must say, "Here she is!" Then he will be very joyful; and you will mount the golden horse that they are to give you, and put out your hand to take leave of them; but shake hands with the princess last. Then lift her quickly on to the horse behind you; clap your spurs to his side, and gallop away as fast as you can.”
― Jacob Grimm, quote from Grimm's Complete Fairy Tales


“Meanwhile she's coldly interrogating me with her eyes. She's definitely in charge of this house and this moment. This must be Chloe.

She escorts me to a table full of people and presents me. She introduces them briefly. This one's from Morocco, that one from Italy, he's Persian--I'm not exactly sure what that means--this one's from "the UK." They're all in their twenties, poised and dismissive. They don't know or care who I'm supposed to be at home or where I went to school. They're measuring something else I can't see and don't understand.

They nod and turn back to each other. They seem to be waiting for a cue from Chloe to release them from having to feign interest. She introduces herself at substantially more length. Her father is Chinese and her mother is Swiss; she grew up in Hong Kong and "in Europe."

I grew up in Michigan and in Michigan. But she didn't ask.”
― quote from Emergency Sex (And Other Desperate Measures): True Stories from a War Zone


“He was looking for the Knight of Faith, the real prodigy. That real prodigy, having set its relations with the infinite, was entirely at home in the finite. Able to carry the jewel of faith, making the motions of the infinite, and as a result needing nothing but the finite and the usual. Whereas others sought the extraordinary in the world. Or wished to be what was gaped at.”
― Saul Bellow, quote from Mr. Sammler's Planet


Interesting books

City of Ashes
(617.4K)
City of Ashes
by Cassandra Clare
I Am the Messenger
(111K)
I Am the Messenger
by Markus Zusak
Reflected in You
(279.6K)
Reflected in You
by Sylvia Day
Specials
(153.7K)
Specials
by Scott Westerfeld
The Awakening
(100.6K)
The Awakening
by Kelley Armstrong
Howl and Other Poems
(80.9K)
Howl and Other Poems
by Allen Ginsberg

About BookQuoters

BookQuoters is a community of passionate readers who enjoy sharing the most meaningful, memorable and interesting quotes from great books. As the world communicates more and more via texts, memes and sound bytes, short but profound quotes from books have become more relevant and important. For some of us a quote becomes a mantra, a goal or a philosophy by which we live. For all of us, quotes are a great way to remember a book and to carry with us the author’s best ideas.

We thoughtfully gather quotes from our favorite books, both classic and current, and choose the ones that are most thought-provoking. Each quote represents a book that is interesting, well written and has potential to enhance the reader’s life. We also accept submissions from our visitors and will select the quotes we feel are most appealing to the BookQuoters community.

Founded in 2023, BookQuoters has quickly become a large and vibrant community of people who share an affinity for books. Books are seen by some as a throwback to a previous world; conversely, gleaning the main ideas of a book via a quote or a quick summary is typical of the Information Age but is a habit disdained by some diehard readers. We feel that we have the best of both worlds at BookQuoters; we read books cover-to-cover but offer you some of the highlights. We hope you’ll join us.